17 Şubat 2011 Perşembe

ya yolucam ya kesicem!

İşte böyle kestim saçlarımı. Senelerdir uzun saçlı, bir peri kızı edasıyla gezinirken içimdeki cadı "yetti artık" dedi. Anime karakterler ile fransız hatunları arası bir model olsun istedim. Tek bir şey isteyemiyorum ben. Hep bi'şeyle bi'şey arası olması lazım. Müzik yaparken de böyledi. Bach çalarken mesela, barokla romantik arası bişey çalardım sınavlarda. Eh, iki akım arası 250 yıl kadar olunca tabii hep "eylülde gel canım" dediler, "akıllanırsın belki". Akıllandım mı? -sizce?- Çok güzel akıllı numarası yaparak bitirdim konservatuarı. Oda müziği hocalığı yaparken de çocukların aklını karıştırır dururdum. "Eveeet Schubert çalıyorsunuz ama bakın içinde Mozartlar, Beethovenlar bu müziğin..." zavallı öğrencilerim...

Neyse, saçlarım anime karakterle fransız hatunu arasında bi'yerde durdu gerçekten. En azından ben aynaya bakınca onu görüyorum. İçimdeki cadıyı da mutlu ettim.

Daralmam geçti mi? -sizce?-

Ne tür bir aynaya bakarsan bak içini bir tek yastık yüzünde görebiliyorsun. Geriye doğru düşünüp sabah olunca da ileri doğru hareket etmeye çalışıyorsun. Benim için en zoru bu. Çünkü yakamı bırakmayan geçmişten gelen kuruntularım var. Koşu bandında koşarken kalp krizi geçireceğime inanıp yine de inadına koşuyorum. Bütün hayatım bu örnek üzerinde geçiyor. İnatla yaşıyorum. Hep ölecekmiş gibi çok korkuyorum ama inadına sonuna kadar da gözümü açık tutuyorum. ölmekle yaşamak arası... hep bi'şeyle bi'şey arası

Bence,
anlamadan geçelim,
ya yolalım
ya keselim...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder