4 Kasım 2011 Cuma

dinamit

Bir kadın olarak yazıyorum.

Biz kadınlığa çok çabuk geçeriz. Daha geçen hafta bebeklerimizle oynarken bir de bakmışız vücudumuz doğurganlık için hazır. Her ay bu değişimi yaşarız. Yaklaşık 35-40 sene kadar. Daha kendimizi bilmezken annelerimize olan şey bize de olmaya başlar. Doğamız gereği erkeklerden hızlı büyürüz ama çocuğuzdur. Bu yaman çelişki kafamızı karıştırır o yaşlarımızda.

İlk seferimiz zordur, çok zor. Sevdiğimiz, güvendiğimiz biriyle bile olsa. Canımız yanar, korkarız. Çok korkarız. Haz almayız ilk seferinde çoğu zaman. Şefkat gerekir, güven gerekir. İstek gerekir. Aşk gerekir. Bunlardan biri eksikse, canımız yandığından çok, ruhumuz yanar.

İlk sefer ya kadınlığımızı kazanırız, ya da kızlığımızı kayberderiz.

İlk seferimiz önemlidir. O anın zamanlaması ve duygusal içeriği sonraki ilişkilerimizin temelini oluşturur. Çünkü size verdiğimiz şeyi yıllarca korumamız gerektiği öğretildi bize. Size olan güvenimizdir asıl verdiğimiz. Sizden sonra kuracağımız ilişkilerin teminatıdır o ilk sefer.

13 yaşındaki bir kız çocuğunun, her ne şekilde olursa olsun bunu normal şartlar altında sevdiği biriyle bile "kendi rızasıyla" yaşaması normal değildir. Çünkü genelde kendi rızasıyla olmaz ilk sefer. O yaşta rıza denilen kaybetme korkusu, sevdiği adamı memnun etme çabasıdır. Talebe karşılık vermektir. Korkuyu bastıracak şey yine bir başka korku silsilesidir. Bastırılmışlık, sıkışmışlık, çaresizlik. Sadece göze alır 13 yaşındaki bir kız çocuğu bunu.

28 kişinin 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüzü,temeli dinamitle patlatmak demektir.

"Kendi rızasıyla", 13 yaşındaki bir çocuk kendi hayatını sabote edemez.

Onun sadece her seferinde canı yanar. O kadar.

Şimdi N.Ç gerçek bir tecavüzle karşı karşıya. Yıllardır beklediği, içini kemiren bu insanlık dışı olayın karşılığı olan cezanın yargıtaydan çıkan kararıyla ona kazıkların en büyüğü atıldı. Güvenmek istediği, şefkat görmeyi beklediği "devlet babası"nın verdiği kararla yine haklarına, çocukluğuna, kadınlığına, insanlığına tecavüz edildi.

Bir kadın bununla nasıl başa çıkar hiç bir fikrim yok. Kökünden kopardığın bitkiyi nasıl bir daha toprağa bağlarsın?

Dünya kadar midem bulanıyor.

Bir kadın olarak yazıyorum.

Razı Değilim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder