cennete sadece on bin an kalmıştı
eğer kalsaydı, içimizdeki dönme dolap giderek yavaşlayacak
şimdiki kadar midemiz bulanmayacaktı
cennete sadece on bin an kalmıştı
biraz daha dursaydı, yemin ederim çok güzel bir şarkı bulacaktım
ona söylemek için
ve arabanın radyosu en sevdiği şarkıyı nihayet çalacaktı.
parası önceden ödenmiş otel odalarının sessizliği var şimdi
kalkıp gidilemeyen yerlere dalıp giden insanların
kahve içmeden çalışmayan zihinlerin uyuşukluğu var üzerimde.
gözüm kapalı haritada herhangi bir yere parmağımı basıyorum
kimsenin görmediği bir rüyanın içinde gözlerimi açmadan
on binden geri sayıyorum
nihayet unutuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder